Yaklaşık 20 yıldır ülkeyi Yöneten Akp. İktidarının; Ulkemizin yönteminde en başarılı oldukları husus, yapılan iyi işleri sahiplenme
geriye kalan bütün olumsuzluklara bir sebep ve suçlu bulmadaki maharetleridir. Kendileri gibi düşünmeyenleri ( muhalefet partileri başta olmak uzere) Terörist ( ulkemizde patates ,soğan, kebapçı, çaycı, marketlerin terorist ilan edildiğini hep beraber yaşadık) hain ,Fetö yaftalamaları ile susturulmaya çalışıldığını, kamuoyuna korku salmak amacıyla birçok usulsüz davalar açılarak muhalif kesimlerin terör suçlaması veya darbe çağrısı yapmak gibi iddialarla haklarında davalar açıldığına tanık olmaktayız.
Diğer yandan sözde asrın liderimiz kendi icraatlarını överken geçmişi karalamaktan geri kalmamakta hatta hızını alamayarak Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki durum ile bugünkü durumumuzu mukayese etmekten çekinmemektedir. Bunu yaparkende küçümseme ifadesi alarak " Nereden Nereye "soyleminde bulunmaktadır.
Bugünlerde asgari ücret tartışmaları ve bütçe görüşmelerindeki tartışmalar ön plana çıkarılarak dolardaki artış ve beraberinde getirdiği ekonomik sıkıntılar ikinci plana itilmeye çalışılmaktadır.
İktidar mensupları tarafından; " çalışanları ve halkımızı enflasyona ezdirmeyecegiz" teraneleri yandaş ve havuz medyası tarafından devamlı işlenmektedir. 2022 yılı asgari ücretine yüzde 30 lar seviyesinde bir artışla Türk 'in açıkladığı (yüzde 21) enflasyon uzerinde bir zam yaptık denilerek asgari ücretin 4000 TL civarında olabileceği değerlendirilmektedir. Bu rakam bile asgari ücretlinin hakkının nasil gasp edildiginin göstergesidir. Bence asgari ücrete enflasyon üzerinde zam verme yerine 2021 başında askeri ücretin dolar karşılığı olan 385 $ in bugünkü TL. karşılığı olan ( 385 × 13.5 TL.= 5184 TL.) miktarin verilmesi yeterlidir.
Bugün gelinen noktada acı ama gerçek halkımız her gün herşeye yapılan yeni zamlarla uyanmaktadır. Benzin ve mazot otomatiğe bağlanmış ve çift haneli rakamlara ulaşmış,(.10.32) başta gida maddeleri olmak üzere her şeye zam gelmektedir. Son yapılan uyarlamalarla ( zamlarla) süt ürünlerinde bir yıl içerisinde yüzde yüze varan artıslar olmus, peynirin kg. 60 - 85 TL, Bir litre süt 14.tl ye çıkmıştır. Gerçek enflasyon en az yüzde 60 ler seviyźesindeyken
Ülkeyi yönetenler Tuik rakamlarını esas alarak zam vermeye çalışacaklardır. Bunun anlamı en basit ifadeyle kul hakkı yemek ve halkımızla dalga geçmektir.
Sayın Cumhur Başkanı faizi ve enflasyonu indirme konusunda kararlı olduğunu belirtmektedir. Bunuda yeni ekonomik model ile ( ihracatın arttırılması ile oluşacak doviz girdileri ile) yapacaklarını belirtmektedir. " Faiz sebeb enflasyon sonuçtur." tezinde ısrarlı olduğunuda sürekli söylemektedir. Bazı ekonomistler daha kolay anlaşılması için bu tezi " şemsiye sebep yağmur sonuçtur " benzetmesiyle anlatmaya çalışarak ; şemsiyeyi kapattığınızda ( yağmurun azalacağını zannediyorsanız ki bu böyle değildir.) yağmur azalmıyor veya durmuyorsa, faizleri indirdiginizde de enflasyonda azalmayacak hatta dahada artacaktır. Diğer yandan "NAS" tan bahsedenler çiftçi ve esnafa verilen kredilerden (hatta odenemeyen kredilere ilave faiz uygulanırken.) Alınan faizlerden hiç vazgeçilmemektedir. Demekki Nas. Devlet alacakları için geçerli değilmiş. Hatırlayalım her doviz kurları artışında ve ekonomik sıkıntıda sorumlunun Dış GÜÇLER olduğundan bahsedilir. Peki sizin yeni modelin reçetesi nedir.? İhracatı arttırmak. İhracati kime yapacaksınız.? Dış Güçlere. Demekki dış güçler söylemi beceriksizligimize suçlu bulmadan başka bir şey değilmiş. !!Yerseniz...!!
Geçtiğimiz ay 24 Kasım öğretmenler gününde sayın cumhur başkanımız " biz iktidara geldiğimizde göreve yeni başlayan bir öğretmen kardeşimiz 435.tl maaş alırken bugun 5200 TL. Maaş almaktadır. NERDEN NEREYE" İfadesini kullanmıştır. Evet bu rakamlar doğrudur. Ancak 2002.de göreve yeni başlayan öğretmen kardeşimiz ögünkü maaşıyla 16.5 adet küçük altın alabiliyorken bugünkü öğretmen kardeşimiz 5200 TL. İle 5 çeyrek altın dahi almamaktadır. Nerden nereye.!!! Aslında çok gerilere gitmeye gerekte yok. 2021 yılının başlangıcında asgari ücretle 385.$ alınırken aralik ayı itibari ile bu rakam 200 $ altına inmiştir. Yani asgari ücretlinin alım gücü bir yıl içerisinde yarı yarıya düşmüştür. Burada en çok zoruma giden bir ekonomik durumu açıklamak istiyorum. 2010 yılında Bulgar para birimi olan 1.leva 1.Tl. Ye eşit iken.( aynı yıl bulgaristan'da asgari ücret 133 $. Turkiye'de 435 $. ) Bugün 1.leva 7.90 TL olmuştur. Edirne ilimize alışverişe gelen vatandaşlarımız veya Bulgaristan vatandaşları alay eder gibi." Akaryakıtımızı bundan alıyoruz arta kalanlada alışverişinizi yapıyoruz " diyorlar. Ülkemizin düştüğü , düşürüldüğü içler acısı 'duruma bakarmısınız. Ne diyordu reisimiz. Bir ülkenin parası o ülkenin onurudur. Şereflidir. NERDEN NEREYE.
Gelinen noktada ülkemizde (azınlıkta olan bir gurup hariç ) işçi, köylü, memur, emekli dahil ama herkes yani tüm vatandaşlarımız bu yanlış ve hatalı politikaların ceremesini çekmekte ve ağır bedel ödemektedir.
Çözüm elbette vardır. Yeterki umudumuzu yetirmeyelim. Ulkemizin kaynakları (sanayisi, tarımı,yetişmiş insan gücü, vb) sıkıntılarımızı aşmaya yeterlidir. Ülke kaynakları ihtiyac oncelikleri belirlenerek ulke menfaatleri ön planda tutularak doğru kullanıldığında 2-3 yıl içerisinde içinde bulunduğumuz sıkıntıların cogunun aşılabilecegini, halkımızın refah seviyesi yükselmiş daha mutlu ve huzurlu günleri görmemiz imkan dahilindedir. Başta ADALET ve GÜVENİN tesis edilmesi durumunda dünyadaki saygın yerimizi alacağımıza kimsenin endişesi olmasın.
Çare kendi elimizde yani ülke yönetiminde görev alacakları seçme becerimizdedir. Unutmayalim ki insanlar hak ettikleri şekilde yonetilirler.
Selam ve saygılarımla.
FACEBOOK YORUMLAR